English French German Spain Italian Dutch Russian Portuguese Japanese Korean Arabic Chinese Simplified

Samstag, 1. Oktober 2011

ANKA KUSU (PHOENIX), BENNU

EFSANESİ:
Rivayet olunur ki;
Kuşların hükümdarı olan Simurg ( Zümrüt-ü Anka, Kaknus, ya da batıda bilinen adıyla Phoenix ), Bilgi Ağacının dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. Bu kuşun özelliği gözyaşlarının şifalı olması ve yanarak kül olmak suretiyle ölmesi, sonra kendi küllerinden yeniden, daha güclü bir sekilde dirilmesidir...

(Hayatinda zorluklar yasayan ve tekrar ayaga kalmayi basaran bir cok insanda da olan bir özelliktir bu ve bu yüzden daha özel bir anlami vardir bizim icin. Misir mitolojisinde "BENNU" olarak da bilinir. Eger bir kiz cocugum olsaydi,ismini "Bennu" koymayi cok isterdim.)


Kuşlar Simurg‘a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş.
Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg’u bekler dururlarmış.
Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler. Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg’un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg’un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg’un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler.
Ancak Simurg’un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı’nın tepesindeymiş. Oraya varmak için ise yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş, hepsi birbirinden çetin yedi vadi…
İstek,
Aşk,
Marifet,
İstisna,
Tevhit,
Hayret ve
Yokluk vadileri…
Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar.
İsteği ve sebatı az olanlar, dünyevi şeylere takılanlar yolda birer birer dökülmüşler. Yorulanlar ve düşenler olmuş…
“Ask Denizi”nden geçmişler önce…”.
“Ayrılık Vadisi”nden uçmuşlar…” .
“Hırs Ovası”nı aşıp,
“kıskançlık Gölü”ne sapmışlar…
Kuşların kimi “Ask Denizi”ne dalmış,
Kimi “Ayrılık vadisinde kopmuş sürüden…
Kimi hırslanıp düşmüş ovaya,
Kimi kıskanıp batmış göle…
Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp;
Papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş (oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış) ;
Kartal, yükseklerdeki krallığını bırakamamış;
Baykuş yıkıntılarını özlemiş;
Balıkçıl kuşu bataklığını.
Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış.
Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi
“şaşkınlık” ve sonuncusu Yedinci Vadi “yokoluş”ta bütün kuşlar umutlarını
Yitirmiş…
Kaf Dağı’na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.
Sonunda sırrı, sözcükler çözmüş:
Farsça “si”, “otuz” demektir… murg” ise “kuş”…
Simurg’un yuvasını bulunca anlamışlar ki; “Simurg – otuz kuş” demekmiş.
Onların hepsi Simurg’mus.
30 kuş, anlamışlar ki,
Aradıkları sultan, kendileridir
Ve
Gerçek yolculuk,
Kendine yapılan yolculuktur.

KAYNAKÇA:
1. Doç. Dr. Ali Duymaz. Anadolu ve Balkan Türklerinin Halk Anlatmalarında Mitolojik Bir Kuş: Zümrüdü Anka.. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt: 1 Sayı: 1 Yıl: 1998.
2. Yard. Doç. Dr. Erdoğan Altınkaynak. Yer Altı Diyarının Kartalı.. erdoganaltinkaynak.com.
3. H. Dilek Batîslam. Divan Şiirinin Mitolojik Kuşları: Hümâ, Anka ve Simurg.. Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi,İstanbul 2002, 185-208.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen